Çocuk, Ergen ve Aile Danışmanlığı
Duygusal, davranışsal ve bilişsel sorunlar için pek çok psikoterapi yöntemi mevcuttur. Her birey sorununu kendine özgü yaşar ve her bir birey için çözüm yöntemi kendine özgüdür. Danışanla ortak bir çözüm yolu üretilerek psikoterapiye başlamak ilerleyebilmenin ilk basamağıdır.
Özellikle küçük çocuklar oyunu ve oyuncakları iletişim amaçlı kullanabilirler. Bazen bu oyun kelimelerin yerine geçer veya dil ile ifadenin yeterli olmadığı konularda çocuğu anlayabilmek için anahtar vazifesi görür. Hem iletişimi güçlendirmek hem de duygusal ve davranışsal sorunları çözebilmek için önerilir.
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu günümüzle sık karşılaştığımız bir ifadedir ve çevreniz veya sınıf öğretmeniniz tarafından kolayca çocuğunuza yakıştırabilir. Ancak DEHB, gerçekte çocuğunuzun yaşadığı ana sorun olmayabilir. Yanlış değerlendirmelerden kaçınmak için yetkili uzman tarafından bir değerlendirme ve gerekli testlerin yapılması gerekir. Bunun sonucunda DEHB tanısı düşünülürse tedaviye başlanır.
Çocuklarda yaş ile doğru orantılı bir konuşma düzeyinin var olması, çocuğun konuşmayı iletişim amaçlı kullanabiliyor olması, söylediklerinin ebeveyn dışındaki kişilerce de anlaşılıyor olması, yaşına uygun kelime dağarcığı ve tümce yapısı ile konuşuyor olması, akıcı bir şekilde konuşması dil gelişiminin yaşından beklenen düzeyinde olup olmadığını gösteren temel özelliklerdir. Bu konuda bir aksama hissettiğinizde geç kalmadan değerlendirme ve tedavi için uzman yardımı almanız önerilir.
Özgül Öğrenme Bozukluğunun; okuma bozukluğu (disleksi), matematik bozukluğu (diskalkuli) ve yazılı anlatım bozukluğu (disgrafi) olarak üç alt tipi mevcuttur. Ayırıcı tanı için öncelikle zeka testi (Wısc-4 önerilir) ve Özel Öğrenme Güçlüğü Klinik Gözlem Bataryası uygulanması gerekir. Okula başladıysa okul defterleri incelenir ve sınıf öğretmeninden de bir inceleme formu doldurması istenir. Tüm bu veriler birleştirilerek tanıya gidilir ve çocuk için bireyselleştirilmiş psiko-eğitim programı uygulanır.
Otizm ve benzeri spektrum bozuklukları eğitsel yayınların, internetin ve medyanın da gücüyle daha bilinir hale geldi. Otizm hakkında bilgi sahibi olmak ne kadar kolay olsa da kendi çocuğumuz için bu tanıyı yakıştırmak bir hayli zordur. Bu direnç, tanının gecikmesine ve çocuğunuzdaki sorunların derinleşmesine sebep olabilir. İlk göze çarpan sorunlar; taklit, karşılıklı iletişim, konuşma, göz teması ve parmakla işaret etme yeteneklerinde geriliktir. Otizm konusunda deneyimli bir uzman bebeklik çağından itibaren çocuğunuzdaki farkın otizmden kaynaklandığını ayırt edebilir. Otizmde öncelikli ve en etkili tedavi şekli eğitimdir.
Sınavlar veya ders başarısı konusunda hafif düzeyde bir kaygı, öğrencinin dersleri, mesleği ve geleceği hakkında sorumluluk sahibi olduğu ve bu konuyu önemsediği mesajını verebilir. Hafif düzeyde kaygı bizi çalışmaya teşvik eden bir motivasyon aracı olarak bile değerlendirilebilir. Ancak yüksek kaygı; kontrolsüzlük hissi getirir, kişiyi öz güven azlığına ve başaramama düşüncesine yöneltir. Kaygı (anksiyete) kontrol altına alınmazsa gerçekten de başarısızlık sonucunu getirebilir. Danışmanlık almanız durumunda kaygınızın düzeyi ve kaynakları belirlenir ve onu kontrol edebilmeniz için gerekli donanımları oluşturmanıza yönelik tedavi planı oluşturulur.
Doğumsal, çevresel veya genetik nedenlerle çocuklarda gelişimsel gerilik görülebilir. bu durum bazen ince motor gibi tek bir alanı bazen de dil, sosyalleşme, bilişsel yetenekler gibi pek çok alanı etkileyebilir. Gelişimsel gerilik, kaynağına veya tanıya göre özel eğitim programları ile çözümlenebilir. Biz Küçük Adımlar Erken Eğitim Programını veya Montessori Terapi Programını kullanarak gelişimsel yetersizliği olan çocuklarımızı destekliyoruz. Gerektiğinde ev eğitim programları ile danışmanlık randevuları haricinde de eğitiminin sürmesini sağlıyoruz.
Bu, yoğun ve başa çıkılması zor görünen duygular ve yaşantılar, aslında siz onu paylaşmaya başladığınız anda hafiflemeye başlayacaktır. Belki de işin en zor kısmı karar verip kendini bir başkasına açmaktır. Bundan sonrası psikoloğun profesyonel yaklaşımı ile her randevuda bir öncekine göre daha iyi hissetmeniz yönünde olacaktır. Kendini kelimelerle dile getirmekte zorlanan gençler ve çocuklar için resimli kartlar, hikayeler veya kuklalar kullanılarak sorunu konuşmanın daha kolay yöntemleri psikoloğunuz tarafından önerebilir. Bu yöntemlerin bir terapi aracı olarak da kullanılması mümkündür.
Davranış problemleri; söz dinlememek, anne babaya karşı gelmek, kardeş kıskançlığı, akranlarına veya kendine fiziksel zarar vermek, hayvanlara veya objelere zarar vermek, yalan söylemek, okuldan kaçmak, para veya eşya çalmak gibi pek çok farklı başlıkta listelenebilir. Ancak bu liste, problemin sebebi değil, çoğunlukla sonucudur. Suda yüzen bir buz dağı gibi düşündüğümüzde davranış problemi, çocuğun çevresi tarafından fark edilmeyen muhtemel sorunun yüzeyde görünen kısmıdır. Tedavide ailenin iş birliği oldukça önemlidir. Davranış problemi gösteren çocukların terapilerinde aile de eş zamanlı olarak psikoeğitim almalıdır.
Ebeveyn evliliğini sürdürmek istemediğinde evde çocuk için kaotik bir ortam oluşabilir. İstenmeden de olsa çocuk ihmal edilebilir. Eğer yaşı küçükse çocuk olanları kavrayamaz, anlamlandıramaz, olanlardan kendisini sorumlu tutabilir. Korku, kaygı ve depresyon geliştirebilir, davranış problemleri yaşayabilir. Eşlerin karı-koca rolünün sonlanması anne-baba rolünün sonlanmasını gerektirmez. Siz çocuğunuza hissettirmemeye çalışsanız da evliliğin iyi gitmediği çocuk tarafından fark edilebilir. Anne baba rolünüzün devem edeceğini çocuğunuza anlatmanız onun güvende olduğunu hissetmesine yardımcı olacaktır. Bu süreçte çocuğunuza başka hangi yöntemlerle destek olacağınızı öğrenmek için randevu alabilirsiniz
Kronik yani süreğen hastalıklar uzun süreli tedavi protokolleri nedeniyle hem tedavi gören bireyi hem de yakın çevresini etkisi altına alır. Yeni tanı konmasından itibaren hem hastanın kendisi hem de ailesi şok, inkar, hesaplaşma ve uyumu içeren çeşitli tepkisel basamaklardan geçerler. Bu sürecin tamamlanması her ailede farklı hız ve duygusal tepkilerle olur. Hastalığın niteliğine göre kayıp riski de barındıran bu süreçte bazen bireyler uyumun bir aşamasında takılı kalırlar. Yoğun duygusal durumlarından dolayı günlük hayatlarını sürdürmeleri, işe veya okula gitmeleri sekteye uğrar. Kendi duygusal durumları sağlıklı ve güçlü olmadığı için ailenin hasta üyesine de destekleri azalır. Önerilen en ideal yaklaşım ilk tanı aşamasından itibaren destekleyici psikoterapi alınmasıdır.
Telif/ Hakkı © 2019 E - Tüm Hakları Saklıdır.
GoDaddy Web Sitesi Mimarı İmzalı